Selçuk ordularının büyük
bir kısmını oluşturan Türkmen kabileleri ile gezen Türkmen babaları
uç halkları arasında çok etkiliydiler. Orta asyadan Harezm ve
Horasandan gelen bu derviş yada mistiklerin büyük bir kısmı
Türkistan'ın büyük 12.
yüzyıl din hocası Ahmet
Yesevi' nin izleyicileriydiler.
Bunlar türkçe konuşuyorlar ve dışsal İsam örtüsü altında eski
islam öncesi anenelerin birçoğunu koruyorlardı. Garip giysiler
giyiyorlar , mucizevi güçleri üzerine öyküler yayıyorlar, dinsel
adanmışlar olarak yaşıyorlar, kısmen gezginci ozanlar oluyorlar
ve kaba göçebe kabileleri üzerinde şehirlerin daha cilalı
ortadoks mutasavvuf düşünürlerinden daha etkili oluyorlardı.
Moğol istilasının ardından
Türkistan, Buhara ve Harezm'den gelip selçuklulara sığınmaya çalışan
dervişlerin sayısı fazlasıyla arttı. Bu dervişler tarikatlarının
temel ilkeleriyle uyumlu olarak sürekli seyahat halinde yaşarlardı.
Onlar için dünyadan el etek çekmek ve yarını düşünmemek temel bir
ilkeydi. Egilimleri
aşırı bir alevi teolojisine yönelikti ve türkmen
kabileleri üzerindeki etkileri büyüktü. Şii ögretileri ve gizli
sırlarıyla aynı zamanda politik durumda da bir faktordüler.
1239'da Amasya 'da civarında bir
mağarada yaşayan ve veli yadaaziz ünvanı kazanmış İshak Baba
önderliginde Maraş bölgesindeki dervişler Selçuk sultanın II.
Gıyaseddin Keyhüsrev'e karşı ayaklandılar.
Üzerlerine yollanan Selçuk
kuvvetlerini defalarca yendiler ve Malatya, Tokat ve Amasya
yörelerinde üstünlük kazandılar. Bu ayaklanma bastırılana ve
liderleri asılana kadar, Türkmen kabileleri kadın ve çocuklarıyla
birlikte coşkuyla savaştılar.
Bu yüzyıl , dış parlaklığıyla Alaeddin Keykubat saltanatının,
sürekli savaşların, karışan nüfüs ve fikirlerin, özellikle sıradan
halk için yaşamın belirsizliginin yüzyılıydı. İşte burada küçük asya
haraketleri içinde Bektaşiligin de bulunduğu bazı tarikatlar
geliştirdi...