Varlık, asıldır. Yokluk ise ondan
zuhur eden ve yine ona dönen dalgalardır. Yokluk İlm-i İlahide
mevcud olup maddi vücudu olmayandır ancak mutlak yokluk ise
zaten yoktur. Çünkü daireyi ilm-i İlahi’nin harici yok ki birşey
onun haricinde olsun. Bu da demektir ki yokluk varlığın içinde.
Yokluk varlığa, varlık da yokluğa perde olmuş.
A'yanı sabite diyorlar, yani
ilm-i İlahide eşyanın ezelden beri sabit olan suret ve hakikatleri.
Hakikati bulmak insanın dünyaya
gelişinin yeğane amacıdır amacıdır. Bu amacın varlık ve yokluk ile
yakından bir ilişkisi bulunmaktadır ki , hulâsa hakikati bulmaktaki
amaç var olmaktır! Varlığın yolu ise önce yok olmaktan geçer. Kendi
benliğini mahv eden insan ise yokluk makamına erişir,
Yunus'un özetlediği gibi;
Çıkar kendini aradan,
kalsın seni yaradan,
Dünyaya gelen har zat gördüğü,
öğrendiği ve yaşadığı olaylar neticesinde kendinde bir varlık ve
benlik kazanır, ancak bu benlik, Hakk’a ait olan benlik olmayıp bu
benliği aradan çıkarmadıkça ardında bulunan hakikate erişemez. Vel
hasıl önce kabı boşaltmak gerekir ki yeniden dolsun.
Bu kısası bir hikaye ile
özetleyelim;
Belh Şehri Pahişahı İbrahim Ethem
tahtına oturmuş düşünüyordu.
Bir süredir kafasından geçen
hakikat ile ilgili sorulara cevap arıyordu ki, sarayın çatısından
gelen koşma sesini andıran bir gürültü ile irkildi.
Yerinden kalkarak sarayın
çatısına çıkan Ethem elinde değneği ile bir çobanın sarayın
çatısında bir oyana bir bu yana koşturduğunu gördü;
-Ne yapıyorsun? diye sordu
Ethem.
-Çoban cevap verdi; sürümü
kaybettim de onu arıyorum.
-Ethem biraz şaşkınlık biraz da
kızgınlık ile cevap verdi; “ Bre gafil Sultanın sarayının
çatısında sürünün işi ne ki burada ararsın ?”
-Çoban Ethem’e dönerek cevap
verdi;
“Benim burada sürümü bulma
olasılığım senin burada Hak’kı bulma olasılığından fazladır!”
Bu hadiseden sonra Ethem’in
sultanlığını terk ederek hakikatin peşinden koştuğu anlatılır.
Ethem bunca varlığın içinde
Hak’kı ve Hakikat’i bulamayacağını anlamıştı. Hak’ka ve hakikate
talip olan hakikat yolcusu evvela hiçlik makamından geçecektir ki,
İbrahim Ethem bu hikmeti fark ederek malını ve makamını terk
eylemiştir.
Hulâsa sırça köşklerde oturarark
Tanrı’yı bilmek gayet zordur, erenler 5 kuruşa aldığı şeyi 3 kuruşa
vermezler, anlayana aşk olsun..