Günümüzde Mimar Sinan adıyla
anılan Sinaneddin Yusuf, Kayseri'nin değişik kaynaklarda Ermeni veya
Rum olarak gösterilen Agrianos (bugünkü adı ile Ağırnas) köyünde
doğmuştur.
1511'de Yavuz Sultan Selim
zamanında İstanbul'a gelmiş devşirme olarak yeniçeri ocağına
alınarak mimar olarak yetiştirilmeye başlanmıştır.
Mimar Sinan'ın arkadaşı
şair ve nakkaş Sai Mustafa Çelebi tarafından Mimar Sinan'ın ağzından
yazılan, Mimar Sinan'ın hayatını ve eserlerini anlattığı eser
Tezkiret-ül Bünyan (Türkçe: Yapılar Kitabı)'nda anılarını şu şekilde
anlatmıştır;
"Bu değersiz kul, Sultan Selim Han'ın saltanat bahçesinin devşirmesi
olup, Kayseri sancağından oğlan devşirilmesine ilk defa o zaman
başlanmıştı. Acemi oğlanlar arasından sağlam karakterlilere
uygulanan kurallara bağlı olarak kendi isteğimle dülgerliğe
seçildim. Ustamın eli altında, tıpkı bir pergel gibi ayağım sabit
olarak merkez ve çevreyi gözledim. Sonunda yine tıpkı bir pergel
gibi yay çizerek, görgümü artırmak için diyarlar gezmeye istek
duydum. Bir zaman padişah hizmetinde Arap ve Acem ülkelerinde gezip
tozdum. Her saray kubbesinin tepesinden ve her harabe köşesinden bir
şeyler kaparak bilgi, görgümü artırdım. İstanbula dönerek zamanın
ileri gelenlerinin hizmetinde çalıştım ve yeniçeri olarak kapıya
çıktım "
Sinan Bektaşilik ile Yeniçeri ocağında tanışmıştır,
zira Yeniçeriler Bektaşiliği benimsemiş bir zümre
olarak kendilerine "taife-i bektaşiye", ağalarına da "ağayanı
Bektaşiyan" derlerdi. Bektaşi Babasından biri her zaman Hünkar Hacı
Bektaş Veli adına 94 orta odasında otururdu. Detaylı bilgi biçin
tıklayınız.