İstanbuldaki Bektaşi Tekkeleri -IV

 1199/1784 Tarihli İstanbul’daki Tekke, Zaviye ve Hankahlarla belgede yer alan Tekkeler

Etraf-ı Haseki Sultan
1. Davutpaşa’da Örük Baba Tekyesi Şeyhi Zeynel Abidin Efendi
Etraf-ı Haric-i Sûr
2. İdrisköşkü (Eyüp) civarında Karyağdı Baba Tekyesi
Nefs-i Üsküdar ve Etraf-ı O ve sevahil_i Anadolu
3. İnadiye ittisalinde Bandırmalızâde Haşim Efendi Tekyesi
4. Öküz Limanında Yarımca Baba Tekyesi
[8]
5. Nerdibanlı Karyesinde (Merdivenköy) Gadni Dede Tekyesi (Şahkulu Sultan)
Etraf-ıKasımpaşa ve Galata ve Tophane ve Sevahil-i Rumeli
6. Kasımpaşa’da Kulaksız’da Seyyid Haşimî Efendi Tekyesi
7. Karaağaç’ta Bektaşi Ali Baba Zaviyesi
8. Rumelihisarı’nda Durmuş Baba Tekyesi
9. Rumelihisarı’nda Şehitlerde Ali Baba Tekyesi
(Atilla Çetin, İstanbul’daki Tekke, Zaviye ve Hankahlar Hakkında 1199/1784 Tarihli Önemli Bir Vesika, Vakıflar Dergisi, XIII, Ankara, 1981. Shf 583-590):
Kuzguncuk İskelesi – Üsküdar İskelesi
20) Ve Öküz Limanı – 21) Bektaşi Dergahı

(Bostancıbaşı Defterleri, R. Ekrem Koçu, İstanbul Enstitüsü Mecmuası, Shf.89, Baha Matbaası, 1958, İstanbul)


Bandırmalızade Es-Seyyid Ahmed Münib Üsküdarî’nin 1307/1890 Tarihli Mecmua-i Tekaya’sında yer alan TEKKE VE ZAVİYELER

Devran-ı Mukabele Günü, Cuma
1. Bandırmalı Şeyh Yusuf Efendi veya Seyyid Haşim Baba Efendi Tekyesi – Üsküdar’da İnadiye Mahallesinde – Celveti, şeyhi: Fahreddin Efendi.
Devran-ı Mukabele Günü, Cumartesi
2. Yarımca Baba veya Paşa Limanı Tekyesi – Üsküdar’da Paşa Limanı nam mahalde – Kadiri, şeyhi: Mehmed Efendi.
Devran-ı Mukabele Günü, Pazar
3. Erdek Baba – Haseki’de Davut Paşa nâm mahalde – Kadiri, şeyhi: Âgâh Efendi.
Devran-ı Mukabele Günü,Çarşamba
4. Durmuş Dede – Rumelihisarı’nda – Şa’banî (Halveti), şeyhi: Nuri Efendi (Bu dergah ilk kurulduğunda, gülşeni olup sonra şabani olmuştur).
Devran-ı Mukabele Günü, Perşembe
5. Akbaba – Beykoz’da Akbaba Nâm mahalde – Nakşi , şeyhi: –––
6. Bademli – Sütlüce’de – Nakşi, Şeyhi: Münir Efendi.
7. Perişan Baba – Yedikule’de Kazlıçeşme’de – Nakşi, Şeyhi: Hasan Efendi (Baba).
8. Şahkulu Sultan – Nerdeban Köyü’nde – Nakşi, şeyhi: Mehmed Ali Efendi.
9. Şehitler – Rumelihisarı’nda – Nakşi, şeyhi: Nafi Efendi.
10. Tahir Baba – Çamlıca-i Kebîr de – Nakşi, şeyhi, Nuri Efendi.
11. Karaağaç – Karaağaç Nâm mahalde – Nakşi, şeyhi: Hasib Efendi.
12. Karyağdı – Eyüp’te Karyağdı Nâm mahalde – Nakşi, şeyhi: Salih Efendi.
13. Valide Sultan veya Emin Baba Tekyesi – Edirne Kapı Haricinde – Nakşi, şeyhi: Halim Efendi
14. Haşimi Osman Efendi veya Emir Efendi – Kasımpaşa’da Kulaksız mahallesinde – Kadiri, şeyhi: Hamdi Efendi.

-------------------------------------------------------------------------

[8] Öküz Limanı Tekkesi, Reşad Ekrem Koçu tarafından yayınlanan Bostancıbaşı defterlerinde de kaydedilmiştir.(1791-92 tarihli)
 

 

Yakın Tarihimizden

bir Bektaşi:

 Ahmet Edip Harabi


1853 yılında İstanbul"da doğdu. Asıl adı Ahmet Edip"tir. Harabi,

 sonradan şiirlerinde kullandığı mahlastır. Bazı şiirlerinde adı Edip olarak geçer.

Bahriye Birlik katibi olan Harabi, ömrünü İstanbul ve Rumeli"de

geçirmiştir. 17 yaşında Bektaşiliğe giren Harabi bunu bir şiirinde şöyle anlatır ;
 

Berzahtan kurtuldum çıktım aradan,
Onyedi yaşında doğdum anadan,
Muhammed Hilmi Dedebaba'dan,
Çok şükür hamdolsun geldim imkane.

 

Harabi 1917 yılında Hakka yürümüştür.

Harabi"nin kendi elyazısı ile meydana getirdigi divan 570 sahifelidir.

 

Çok genç yaşında, Merdiven Köyü Bektaşi Tekkesinde Mehmet Ali Hilmi Dedebaba"ya ikrar verip tarikata giren Harabi hayatının sonuna kadar bu ikrara sadık kalmış, şiir ve nefesleri ile Bektaşi edebiyatının en kudretli ustadlarından biri olmuştur.


Yunus Emre

Nigde'ye bağlı Sivirihisar köyünde rençberlikle geçinir,çok fakir bir adam vardı.Bir yıl kıtlık oldu.Yunus'un fakirliği büsbütün arttı.Nihayet birçok keramet ve inayetlerini duyduğu Hacı Bektaş'a gelip yardım almayı düşündü. Sığırının üstüne bir miktar alıç (yabani elma) koyup dergaha gitti. Pirin ayağına yüz sürerken hediyesini verdi;bir miktar buğday istedi. Hacı Bektaş ona lütufla muamele ederek,bir kaç gün dergahta misafir etti.Yunus geri dönmek için acele ediyordu.
Dervişler Pir'e Yunus'un acelesini anlattılar. O da: "Buğday mı ister,yoksa erenler himmeti mi?" diye haber gönderdi.O buğday istedi.Bunu duyan Hacı Bektaş tekrar haber gönderdi..


Pend-i Bektaşi


-Ara bul.
-Kadinları okutunuz.
-incinsen de incitme.
-Murada ermek sabir iledir.

-Araştırma açık bir sınavdir.
-Her ne ararsan kendinde ara.
-Eline, diline, beline sahip ol.
-Arifler ehlinin ilk makamı edeptir.
-insanin cemali sözünün güzelligidir.
-Nefsine agir geleni kimseye tatbik etme.
-ilimden gidilmeyen yolun sonu karanliktir.
-Düşünce karanligina işik tutanlara ne mutlu.
-Hiçbir milleti ve insani ayiplamayiniz.
-Düşmaninizin dahi insan oldugunu unutmayinız.


Tasavvuf


Arapça tasavvuf kelimesi yün elbise giyinme anlamında suf kökünden

gelmiştir.


Suf yün giyme anlamında kullanılır.
Suffe ehli; ise adına

yün giyenler manasında "Sufi" denilen kişilerdir ki genel kanı bu kişilerin Medine'de durcak yerleri,
sığınacak kimseleri olmayan dört yüz civarında erkekten oluştuğu yönünde olsada, işin hakikati tamamı ile başkadır.

İslam anlayışında “tasavvuf” ile bilinen yaklaşım, batı düşünce

tarihinde “mistisizm” olarak karşılık bulur.


Bu kelimenin Eleusinian mister(sır, gizli hikmet)lerle ilgilenme sonunda ortaya çıktığı öne sürülür.
Misterlerin rolü, insana eşyanın içine ait bilgiyi(batıni); yani ilahi bilgiyi kazandırmak ve insanı yeniden ezeliyete kavuşturmaktı.

 


Site en iyi Firefox tarayıcı ile görüntülenebilmektedir.

site © 2006-2011 Bektasi.net - Bektasi.info ©- Her Hakkı Saklıdır - Bu sitede yazılanlar bilgi amaçlıdır.

Bu Sitenin ve yazarının Bektaşilik ile organik bir bağı bulunmamaktadır.

Sitede hazırlanması esnasında var ise gözden kaçan eksik, yanlış bilgiler ve hatalar Bektaşilige mal edilmemelidir.

Aldığımız Feyz ile Tarikat-ı Bektaşi'ye hakkında bilgi veren İnternet Sitesini Derlemek Cürretinde Bulunduk.

Eksiklerimizin Tamamlanmasını Hatalarımızın Af 'fını Hak Erenlerden Niyaz Ederiz.